20 Nisan 2007 Cuma

Sonbahara Dair

Hüzün kadar tatlı, hüzün kadar buruk duygular tattıran bir mevsim Sonbahar. Sararan yapraklarda oynaşan yağmur damlacıkları, güneşin ışınları var. Hazan mevsimi denir nedense; farketmesini bilenler için içinde binbirtürlü güzelliği barındıran Sonbahara. Renkler cıvıldaşır onda; yeşilin yanına kızıl, sıcak kahverengi ve sarı tonlar eklenmiştir. Güneşin arsız pırıltıları ile kızıllaşan bu yapraklar renk cümbüşü kazandırır hayatın manzarasına. Yeni bir pencereden bakma zamanıdır artık dünyaya; şairlerin, aşıkların gözünde açılan pencereden. Tatlı bir hüzün dolar yüreklere, insanın içini ürperten hafif bir esintiyle. Herbiri farklı dünyalara açılan gözlerle camlardan bakanlar görülür. Çizgiler arttıkça yüzlerde bu güzel mevsimin anlamı farklıdır, anlattığı da...

Yağmurun tadına varmak bu mevsim için geçerlidir. Yağmur kokan sokaklarda yere düşen damlaları seyretmek, hayatı düşünmek, hayatın anlamını düşünmek.

Bir ses duyulur sessizliğin ortasında. Dolu dizgin hayallere yol verme vaktidir artık. kimi zaman ıslak titreyen sokaklarda, kimi zaman sıcak loş odalarda...

Kah solgun, kah neşeli gölgeler gezinir tecrübeyle olgunlaşan yıllarda. Düşen her yaprak dün gibi yaşananları hatırlatır. Geride kalan boşluk ise bir daha o yıllara dönüşün olmayacağını.

Hercai yıllar, hercai düşünceler geride kalır. Dalgın gözlerin odaklandığı kitap sayfaları misali birer birer çevrilir sonbahar güzelliğinde hayat kareleri.

Sonbahar bir yanda soğuk günleri hatırlatan, ömrün son demlerini yansıtan, diğer yanda tarafsızlığın, huzurun ve tadına doyum olmayan güzellikleri sere serpe önümüze buyur eden mevsim. Seninle olmak ne güzel. Seninle güzellikleri paylaşmak, yakmayan güneşi hissetmek, üşütmeyen esintilerle kucaklaşmak, yağmurla arkadaş olmak; şemsiye altında ya da yavaş yavaş ıslanarak.

Sonbahar... Hüzün kadar tatlı hüzün kadar buruk güzel mevsim.
Veysel Karani Topçu

Hiç yorum yok: